Seçil Erzan davasında Ali Yörük’e tahliye: “Hepsi faizin hukuka aykırı yerden geldiğini biliyordu”

T24 Haber Merkezi

Kamuoyunda “yüksek karlı bilinmeyen fon” diye bilinen 2’si tutuklu 8 sanığın yargılandığı dolandırıcılık davasında yeni müştekiler dinlenildi. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük ile tutuksuz yargılanan Rüya Sağır, Hüseyin Eligül, Atilla Yörük, Asiye Öztürk, Nazlı Can ve taraf avukatları katıldı. Davada, tutuklu sanık Ali Yörük tahliye edildi. Böylelikle Erzan davada tek tutuklu sanık oldu. AA’nın duruşmadan aktardığına nazaran Erzan, “Denizbank’ta gişe dışı uygulamaları bütün üst şura biliyordur, o devir kim ise. Hakan Ateş’in bilgisi olmadan kimse gişe dışı uygulaması yapamaz” dedi, Fatih Terim’den elden para aldığını lakin Terim’in süreçlerinde usulsüzlük yapmadığını söyledi. Erzan, “Bu insanların hepsi faizin hukuka karşıt yerden geldiğini biliyordu, bana ‘Git, kimden alacaksan al, parayı bize ver’ diyorlardı” dedi.

Duruşmada Hayati Elöz’ün avukatı olduğunu söyleyen Selman Ok, müvekkilinin bankanın İzmir Bornova’daki şube müdürü tarafından benzer yöntemle ziyana uğratıldığını öne sürerek, davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, bu talebin reddine karar verdi.

Tutuklu sanık Erzan, Fatih Terim’in davaya müşteki olarak katılmasına ait savunma yaptı.
Erzan, Terim’in hesap hareketlerini inceleyemediğini lakin hesabındaki miktarların teftiş kurulu ve eksper raporlarında eşleştiğini tez ederek, hesabına giren ve hesabından çıkan paraların 3 milyon dolar olmadığının eksper raporuyla doğrulandığını savundu.

Seçil Erzan: Terim’den aldığım 700 bin doları diğerlerine faiz olarak ödedim

“Fon ismi altında hiçbir vakit para almadım”

Hakimin, “Sen Fatih Terim‘den ‘Bir yere yatıracağız’ diyerek elden para aldın mı?” sorusu üzerine Erzan, şunları kaydetti:

“Fon ismi altında hiçbir vakit para almadım. Yalnızca aramızdaki dostça münasebetten kaynaklı bana 300 bin dolar ve 400 bin dolar olmak üzere iki kere para ödendi. ‘Ev al, arsa al’ diye değerlendirmemi istedi. Bankacılık süreçlerinden ötürü değil, aramızdaki abi-kardeş ilişkisindendi. Elden verdiği 700 bin dolar faiziyle iade edildi. Ocak 2022’den itibaren bana nakit ödemeler yaptı. Galatasaray olsun, Türkiye Futbol Federasyonu’ndan gelen geliri olsun bütün resmi bakiyelerin hepsi kendi isteğiyle işlendi. Bana elden verdi.”

Sanık Erzan, Terim’in zorla faizli para talep etmediğini, kendisine, “Paramız var mı? Ne kadar paramız var?” diye vakit zaman sorduğunu, kendisinin de sanık Düş Sağır aracılığıyla Fatih Terim’e ödeyebilecekleri ölçüsü ilettiğini lisana getirdi.

”Terim’in süreçlerinde usulsüzlük yapmadım”

Fatih Terim’in süreçlerinde usulsüzlük yapmadığını, Terim’in ileti atarak yahut çalışanı aracılığıyla kendisiyle bağlantı kurduğunu söyleyen Erzan, Terim’den aldığı toplam 700 bin doları diğerlerine faiz olarak ödediğini anlattı.

Fatih Terim’in avukatı Okan Demirkan’ın, “Seçil Hanım, saklama hesabında 3 milyon dolar bulunduğuna dair Düş Sağır tarafından Fatih Terim’e SMS olarak gönderiliyor. Sayı gitgide artıyor. Bu bildirileri gönderen evraka nazaran sizsiniz. Nasıl açıklayacaksınız?” sorusuna Erzan, “Ben hocaya ‘hayır’ diyemediğim için vakit zaman Hayal’e ‘1 milyon, 2 milyon dolar’ dediğim günler oldu fakat bu sayılar hiçbir vakit hocanın hesabında olmadı. Hesap hareketlerine bakılırsa çıkar” karşılığını verdi.

“Denizbank’ta gişe dışı uygulamaları bütün üst şura biliyordu”

Emre Belözoğlu‘nun avukatı Şekip Mosturoğlu’nun “Denizbank’ta gişe dışı uygulamaları kim biliyordu?” sorusu üzerine Erzan, “Bütün üst heyet biliyordur, o devir kim ise. Hakan Ateş‘in bilgisi olmadan kimse gişe dışı uygulaması yapamaz” dedi.

Savunmasının devamında sanık Erzan, Hakan Ateş ile evvel genel müdürlükte, daha sonra ise Çorlu’da şube açılışında tanıştığını belirterek, Fatih Terim’le ise Galatasaray Spor Kulübü Tesisleri’nde müşteri ziyaretleri kapsamında tanıştığını anlattı.

“Ben hiçbir vakit ‘Fatih Terim fonu’ demedim”

Terim ve Ateş’in dostluğa dayanan ilgileri olduğunu söyleyen Erzan, “Ben hiçbir vakit ‘Fatih Terim fonu’ diye bir durumdan bahsetmedim. Bu insanların hepsi faizin hukuka alışılmamış yerden geldiğini biliyordu, bana ‘Git, kimden alacaksan al, parayı bize ver’ diyorlardı. Hepsi bunu biliyordu lakin bu konuşulmuyordu. Onlara nazaran para nereden gelirse gelsindi. Herkes bir ‘fon furyası’ türetti. Bunu da kendi ortalarında söylemeye başladılar. Ben asla bireye özel bir fon ismi altında bir şey söylemedim” diye konuştu.

Dosyaya yeni eklenen müştekilerden 74 yaşındaki Sevim Sinih, tarlasını sattığını ve oradan gelen 1 milyon 250 bin lirayı kendisinin, 1 milyon lirayı ise müşteki eşinin sanık Nazlı Can’a verdiğini söyledi.
Sanık Erzan’la bankanın Florya şubesindeki odasında görüştüklerini, Erzan’ın burada kendisine ıslak imzalı kağıt verdiğini anlatan Sinih, “Seçil bana, ‘Paran çoğalıyor Sevim abla.’ dedi. Sonradan 1 milyon 300 bin geri aldım ve oğluma konut aldım lakin kızıma alamadım. Ben Nazlı’ya güvendim. Mağdurum, şikayetçiyim” dedi.

Duruşmada kelam alan bir kısım müştekilerin avukatı Rezan Epözdemir, gazeteci Lube Ayar’ın toplumsal medya hesabından kendisi hakkında mahkeme salonunda söylemediği ifadeyi söylemiş üzere paylaşım yaptığını kaydederek, Ayar’ın duruşma salonundan çıkarılmasını talep etti. Ayar ise kelam konusu ifadeyi salonda o halde duyduğunu söyledi.

Mahkeme başkanı tarafından salondan çıkarıldığı sırada Ayar’ın Epözdemir’e yönelik “Sen göreceksin, bekle sen” tabirlerini kullanmasının akabinde Epözdemir heyetten, Ayar hakkında kendisini tehdit ettiği gerekçesiyle kabahat duyurusunda bulunmasını istedi. Mahkeme heyeti, kelam konusu anları tutanağa geçirdi.

Duruşmaya, verilen 10 dakikalık ortanın akabinde devam edildi.

Tanık olarak dinlenilen eski banka çalışanı Volkan Çiftçi, 2016 ile 2020 yılları ortasında Erzan’la Florya’daki şubede çalıştığını, o devir Erzan’la ilgili olumsuzluk yaşanmadığını anlattı.
Duruşmaya, avukatların beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere orta verildi.

İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan’ın bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den ferdî itimat münasebetine dayalı 2 milyon dolar alarak, yüksek kar vaadiyle yine kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor. İddianamede, para karşılığında yazılı evrak verildiği fakat müşteki Çeviker’in daha sonra Erzan’a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında kabahat duyurusunda bulunulduğu tabir ediliyor. Sanık Erzan’ın bu formülle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek kümelerinden müştekilere, yüksek kar getirisi olan sağlam bir fon bulunduğunu ve kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş üzere isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise bu türlü bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor. İddianamede, Erzan’ın, müştekilerin verdiği paralara ait uydurma dokümanlar oluşturduğu, bu dokümanlara bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor. Erzan’ın 93 yıldan 305 yıla kadar mahpusu isteniyor Sanık Erzan’ın “özel dokümanda sahtecilik” ve “tacir yahut şirket yöneticisi olan ya da şirket ismine hareket eden bireylerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” cürümlerinden 93 yıldan 305 yıla kadar mahpusu isteniyor. Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün de tıpkı cürümlerden 3 ile 98 yıl ortasında mahpusla cezalandırılması istenen iddianamede, sanık Hayal Sağır’ın ise “nitelikli dolandırıcılık” hatasından 3 yıldan 10 yıla kadar mahpusla cezalandırılması talep ediliyor.

 

İlber Ortaylı: En kıyak rakı tek parti devranında değil artık imal ediliyor, palavra mı?